Konya’da uygarlık geleneği yüzyıllardır devam etmektedir.
KONYA’da üç ayların başlaması ve Regaip Kandili nedeniyle asırlardır yapılan ‘şivlilik’ adı verilen gelenek devam ediyor. Gelenek gereği dün gece ateş yakılarak üzerinden atlandı ve dilek feneri üflendi. Çocuklar ise sabahları mani ile kapı kapı dolaşarak evlerden hediyelik eşya ve çikolata, şekerleme gibi yiyecekler (shivliness) topladılar. Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Caner Arabacı, ‘kibarlık’ geleneğinin, mutasavvıf İmam-ı Şibli’den geldiğini belirterek, “Konya’da üç ayların ilk günü ‘medeniyet’ günüdür” dedi.
İslam inancına göre kutsal aylar olan Receb, Şaban ve Ramazan Hicri takvimde başlamıştır. Üç ayların başlaması ve Regaip Kandili nedeniyle yüzyıllardır uygulanan ‘şivlilik’ geleneği Konya’da devam ediyor. Gelenek gereği kent genelinde sokaklarda ve parklarda ateş yakılır, üzerlerinden atlanır ve dilek feneri üflenirdi. Çocuklar ise bugün sabah saatlerinde kapı kapı dolaşarak ev ve iş yerlerinden çikolata, şekerleme gibi yiyecek ve hediyeleri topladı.
‘İMAM-I SİBLİ’DEN GELEN SIVLİLİK’Prof. Caner Arabacı ‘kibarlık’ geleneği hakkında şunları söyledi: “Konya’da üç ayların ilk günü ‘medeniyet’ günüdür. Elbette üç aylar aslında bir dinî hazırlık, yardımlaşma, ibadet dönemidir. ,zihin ve aile toplum olarak bir hazırlık dönemidir.çocukları sevindirerek ve şenliklerle böyle bir hazırlığa çocukları dahil ederek hazırlığa dahil etmek caizdir.şişlik Konya’da çok eski bir gelenektir .İmam-ı Şibli’den geldiği söylenmektedir.İmam-ı Şibli ilk mutasavvıflardandır.Birçok mutasavvıftan etkilenmiş bir âlimdir.O, hadis ilimlerinde bilgili bir kişidir.Düşünebiliriz. Anadolu’nun fethi, İslamlaşması ve Türkleştirilmesi dönemlerinde etkilediği okulların adını buraya taşıdığını.Elbette şövalyeliğin çok yönlü bir değeri vardır.Üç ayın ilk gününde çocuklarına farklı hediyeler sunulur. sabah s rayer, çocuklar komşu, ev, tanıdık ayrımı yapmaksızın evden eve gezerler. Hediyeler alır ve çocuklara sunar. Toplumsal bir canlılık, bir kaynaşma ortamı var. Bu sevince sadece çocuklar değil, anneleri ve ablaları da ortak oluyor. Farklı masallar söylenir. Bu işin gürültülü parti kısmı.” ‘DİL RÖMORKU, DİNİ VE MİLLİ GELENEK’ Dün gece ateş yakıp dilek fenerlerini üflemenin bir gelenek olduğunu belirten Prof. Dr. Arabacı, “Önceki gece fener alayları yapılırdı. Ateşin üzerinden atlamak.Her tarafı mumlarla rengarenk fenerler çocuklar tarafından taşınır.Ateş yakarak üzerinden atlamak çok eski bir gelenektir.Türk kültüründe Nevruz bayramları ve bahar şenlikleriyle ilişkilendirilen vazgeçilmez bir gelenektir. Zamanlar, zafer zamanlarında eskiden beri meşaleler yakılır. Eskiden beri bir çeşit fener alayı yapılır. Bu milli gelenek, nezaketle bütünleşerek dini ve milli bir bayrama dönüşmüştür” dedi. Ateşin üzerinden atlayan Abdullah Topan (20), “7 yaşından beri her yıl kutluyoruz. Kaygı hiç olmadı. Çılgınlığa atlıyoruz. Yaşlanınca gidemeyince üzülüyorum. Kendim ışıltı toplamak için dışarı çıktım. Tekrar çocuk olup onu toplamak isterdim” dedi.
Etkinliğe ilk kez katıldığını belirten Irak uyruklu Sermet Paşa, “Sadece Konya’ya özel bir şey olduğunu duydum. Üç ayların gelmesi dinimizde çok hoştur. Çok memnunuz. . Shivliness hazırlıklarını tamamladık inşallah kızımla kapı kapı dolaşıp incelik için güzel bir şeyler yaparız.” dedi.
?